LONDRA HAKKINDA

Dünyanın en büyük ve en eski şehirlerinden biri olan Londra, İngiltere’nin başkentidir. Kendi başına bir ülke olmasına rağmen İngiltere; Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler ile birlikte Birleşik Krallığın bir parçasıdır. Londra; 9 milyona yaklaşan nüfusuyla ülkenin en büyük metropolü, aynı zamanda ekonomi, ulaşım ve kültür merkezidir. Büyük Britanya adasının güneydoğusunda, Thames Nehri kıyısında yer almaktadır. Şehirdeki ilk yerleşimler 2 bin yıl öncesine dayanmaktadır. Günümüzde Londra’da çok çeşitli insanlar ve kültürler vardır. Bölgede 300’den fazla dil konuşulmaktadır.

Londra, dünyanın en önemli küresel şehirlerinden biri olarak kabul edilir. Dünyanın en güçlü, en çok arzu edilen, en etkili, en çok ziyaret edilen ve en popüler iş şehridir. Sanat, ticaret, eğitim, eğlence, moda, finans, sağlık, medya, turizm ve ulaştırma üzerinde önemli bir etkisi vardır. Imperial College London, King’s College, London School of Economics ve University College London gibi yüksek dereceli eğitim kurumlarına da ev sahipliği yapmaktadır.

LONDRA'DA ULAŞIM

Türkiye’den Londra’ya direkt uçuşlarla rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Uçuşlar ortalama 4 saat sürmektedir. Şehirde 5 farklı havalimanı hizmet vermektedir. Heathrow, Avrupa’nın en işlek havalimanıdır. Gatwick ve Stansted de diğer popüler seçeneklerdir. Londra’ya en yakın havalimanı 24 km uzaklıkta yer alan Heathrow’dur. Ama hangi havalimanına inerseniz inin metro, otobüs veya taksiyle kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz.

Londra kapsamlı bir ulaşım ağına sahiptir. Şehrin toplu taşıma ağı; demiryolu, hava ve karayolu taşımacılığında Birleşik Krallık’ın merkezidir. Londra; 9 bölgeye, genel tabirle zone’lara ayrılmıştır. Zone’lardan 1 ve 2 Londra’nın merkezidir ve şehir dışına doğru sayı daha da artar. Örneğin Heathrow Havalimanı 6. Zone’da yer almaktadır. Zone’lar arası fiyat farkı vardır ve mesafe arttıkça ödemeniz gereken tutar da artar. Londra’nın akbili diyebileceğimiz Oyster Kart, şehri keşfetmek için ihtiyacınız olan ilk şeydir ve tüm ulaşım ihtiyaçlarınızı karşılar.

‘Tube’ lakaplı Londra Metrosu, 1863’ten beri faaliyet gösteren dünyanın en eski yeraltı metro ağıdır. Londra’nın genellikle çoğu yerinde yürüme mesafesinde bir yeraltı durağı vardır ve şehir içi ulaşım da en iyi seçimdir. Sabah 5’den gece yarısına kadar çalışır ama bazı hatlar 24 saat hizmet de vermektedir. Metronun ulaşamadığı yerlere ise ‘Docklands’ isimli makinistsiz trenler ulaşım sağlamaktadır. Docklands’da seyahat ederken kendinizi Metropolis filminde gibi hissedebilirsiniz. Londra’nın ikonik kırmızı otobüsleri ise en popüler toplu taşıma aracıdır. Genellikle 2 katlı olan bu otobüsler, günde 6 milyon kişi tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca tramvay, deniz otobüsleri, vapur, Birleşik Krallık’ın her yerine gitmenize olanak sağlayan ‘National Rail’ ve bisiklet de tercih edebileceğiniz diğer ulaşım araçlarıdır. Londra’nın meşhur siyah taksilerini de deneyimlemeyi unutmayın!

LONDRA DİL OKULLARI

İngiltere’nin dolayısıyla Londra’nın ana dili ve eğitim dili İngilizcedir. Londra İngilizcenin anavatanıdır.  Her ne kadar farklı kültürlerden insanlara ev sahipliği yapsa da hayat İngilizce olarak akar ve eğer gerçek bir İngiliz aksanıyla eğitim almak istiyorsanız Londra doğru bir seçenektir. Londra’da dil eğitimi aldıktan kısa bir süre sonra konuşma, okuma ve konuşulanı anlamada kaydettiğiniz ilerlemeyi farkedeceksiniz. Londra’da dil okulu çeşitliliği çok fazladır bu sebeple her bütçeye ve her tarza uygun dil okulu bulmak çok kolaydır. Londra çok kültürlü bir yapıya sahip olduğu için farklı ülkelerden arkadaşlar edinip farklı kültürleri rahatça tanıyabileceksiniz.

Ayrıca Londra’da dil okulu ücretleri diğer şehirlere nazaran biraz daha yüksek olabilse de, ELT öğrencilerine yıl boyu %30’lara varan oranlarda uygulanan büyük indirimlerden faydalanabilir, dil eğitiminizi çok uygun maliyetlerle karşılayabilirsiniz. Londra’da farklı türlerde çok fazla konaklama seçeneği vardır.

Londra’da Dil Eğitiminin birçok avantajı vardır
Londra, sanatın kalbi aynı zamanda canlı bir gece hayatına sahip olmasıyla birlikte doğru yerler seçildiği takdirde uygun fiyatlı ve bol çeşitli yemekler yiyebileceğiniz, bol bol alışveriş yapabileceğiniz, en tarihi müzelerde gezip, parklarında bolca zaman geçirebileceğiniz kozmopolit bir şehirdir.

Kings Londra, öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda hizmet sunan önemli bir eğitim kurumudur. Özellikle akademik bir ortamda İngi

Yurtdışında İngilizce dil eğitimi almak isteyen öğrencilerin en fazla tercih ettiği şehirlerin başında gelen Londra’da da me

Stay Campus London, 2013 tarihinde beri dünyanın dört bir yanında gelen öğrencilere en iyi eğitimi vermeye çalışmaktadır. Başka bi

International Language Centres (ILC) İngiltere’de yedi farklı şehirde merkezi bulunan bir dil okuludur. ILC Dil Okullarının

David Game College, 1974 yılında halen okulun müdürlüğünü de yapan David Game tarafından kurulmuş özel bir kolejdir. Okul, 1993 yı

LONDRA TARİHİ

M.Ö. 43 yılında, Romalılar tarafından ‘akan nehir’ anlamına geldiği düşünülen ‘Londinium’ ismi ile kurulmuştur. Ama araştırmacılar Thames Nehri yakınlarında, M.Ö. 1500’lü yıllara dayanan Bronz Çağı köprüleri ve Demir Çağı kalelerinin kanıtlarını buldular. Bu nedenle Londra, dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden birinde yer almaktadır. Thames Nehri üzerindeki konumu ve okyanusa ulaşım kolaylığı ile tarih boyunca her zaman önemli bir bölge olmuştur. Nehrin iki yakasını birbirine bağlayan bir köprünün kurulmasıyla, deniz ticareti gelişmiş ve İngiltere’nin farklı bölgelerinden göç almaya başlamıştır. Amerika kıtasının keşfi ve Hindistan’a yapılan deniz seferleri ile liman kenti Londra’nın önemi daha da artmıştır. Romalılar tarafından kurulan, Saksonlar tarafından işgal edilen, Danimarkalılar tarafından fethedilen ve Normanlar tarafından yönetilen şehir, birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

1381 Köylü İsyanından, 1553’te Guildhall’da Lady Jane Gray’in yargılanmasına ve 1888’de Karındeşen Jack cinayetinden 1965’te Sir Winston Churchill’in cenaze törenine kadar Londra şehri uzun ve olaylı bir tarihe sahiptir. Yangınlar, salgın hastalıklar, Dünya Savaşları atlatan şehir; büyük yıkımlar yaşamasına rağmen küllerinden her seferinde yeniden doğdu. Günümüzde dünyanın en önemli ve en çok turist çeken merkezlerinden birisidir. İki bin yıldır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmasıyla, dünyanın kültür başkenti olarak da kabul edilmektedir.

LONDRA'DA KONAKLAMA

Londra’nın bir diğer güzel yanı ise birden çok konaklama seçeneğidir. Bütçenize ve keyfinize göre istediğinizi seçebilirsiniz. Kalabalık yaşamak istiyorum derseniz öğrenci evleri, hosteller, paylaşımlı odalar veya aile yanı konaklamalar mevcut. Tek başıma daha rahat olurum derseniz stüdyo daireler, pansiyonlar, oteller gibi birden fazla seçeneğe sahipsiniz. Ayrıca özel konaklama kurumlarıyla okuluna en yakın lokasyonda özel yurt konaklaması da alabilir, Londra’da dil kursuna giderken kendinize bol bol zaman ayırabilirsiniz.

LONDRA'DA GEZİLECEK YERLER

Westminster Sarayı & Big Ben
İngiliz Parlamentosuna ev sahipliği yapan Westminster Sarayı, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası’nın buluştuğu Gotik tarzda bir binadır. Temelleri 1016 yılında atılmıştır. Zaman içinde yangınlarla kullanılamaz hale gelen sarayın yeniden inşası 30 yıl sürmüştür. 1870 yılından günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Thames Nehri kıyısında yer alan Westminster Sarayı, 1100 odadan oluşmaktadır ve günümüzde parlamento binası olarak kullanılmaktadır. Koridorlarında alınan kararlarla İngiltere’nin geleceğini şekillendirmeye devam etmektedir. Big Ben ise Westminster Sarayı’na bağlı Elizabeth Saat Kulesi’nin içindeki dev çanın adıdır. Big Ben, kulenin içindeki zilin adı olsa da insanlar saat kulesinin tamamını Big Ben olarak adlandırmaktadır. Augustus Pugin tarafından Neo-Gotik bir tarzda tasarlanmıştır. 96 metre yüksekliğe sahiptir. 1859 yılında inşası tamamlandığında, dünyanın en büyük dört taraflı saat kulesi olmuştur. Yapılan anketlere göre, tüm dünyada tanınan en önemli İngiliz kültür ikonudur. Birleşik Krallık ve parlamenter demokrasinin en önemli simgelerinden birisidir. 1987’den beri ise UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.

London Eye
London Eye; Thames Nehri kıyısında, Westminster Sarayı ve Big Ben’in tam karşısında yer alan dünyanın en ünlü dönme dolaplarından birisidir. Genellikle başkenti ziyaret ettiğinizde mutlaka yapılması gereken etkinlikler arasında yer alır.1999 yılında yeni milenyum kutlamaları için inşa edilmiştir. 135 metrelik yüksekliği ile 2006 yılına kadar dünyanın en büyük dönme dolabı ünvanını taşımıştır. Yüzyılın dönüşünü simgeleyen London Eye, 25 kişi taşıma kapasiteli 32 ileri teknoloji cam kapsülden oluşmaktadır. Kapsüllerden birindeki kademeli dönüş yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Havanın kararmasıyla ışıl ışıl bir görünüme kavuşan London Eye, size şehrin ve çevresindeki kırsal alanın inanılmaz panoramik manzarasını sunmaktadır.

Tower Bridge
Londra’nın en ünlü yapılarından olan Tower Bridge, Thames Nehri üzerinde yer alan iki katlı bir asma köprüdür. Yatay kuvvetlere dayanabilmesi için inşa edilmiş iki yürüyüş yolu ile bağlantılı iki kulesi bulunmaktadır. Kuleler arasında turistler arasında popüler olan, çift cam kaplı bir yürüyüş yolu uzanmaktadır. Nehir trafiğinin akışına engel olmamak adına açılır kapanır bir mekanizmaya da sahiptir. Köprü 1894 yılında tamamlanmıştır. Yaklaşık 240 metre uzunluğundadır. Thames Nehri’nin 42 metre yukarısındaki yürüyüş yolları, şehrin muhteşem manzaralarını sunmaktadır. Londra’nın gotik sembollerinden Tower Bridge’i gezmek için mutlaka 1 saatinizi ayırmalısınız!

Buckingham Sarayı
İngiliz Kraliyet ailesinin Londra’daki resmi konutu olan Buckingham Sarayı, dünyanın en çok ilgi çeken mekanlarından birisidir. 1703 yılında inşa edilen saray, 1861 yılında Kraliyet ailesi tarafından satın alınmıştır. Günümüzde ise hepimizin bildiği Kraliçe II. Elizabeth’in ve eşi Prens Philip’in Londra’daki evidir. 775 odası, 19 devlet odası ve 78 banyosu vardır. Barok mimarisi ile dikkat çekmektedir. Muhteşem bir bahçesi de bulunan Buckingham, monarşinin farklı dönemlerine odaklanan sergileriyle bir kraliyet müzesine de ev sahipliği yapmaktadır. Müze olarak da sergilenen sarayın içerisine devlet daireleri hariç ziyaretçi kabul edilmektedir. Özellikle yaz aylarında her gün saat 11-12 arasında gerçekleşen saray muhafızlarının nöbet değişimini asla kaçırmayın!

Londra Kalesi
Kale, William the Conquerer tarafından 1066’da İngiltere’yi başarıyla işgal etmesinin ardından inşa edilmiştir. Thames Nehri’nin kuzey kıyısında bulunan Londra Kalesi, dünyanın en eski ve en ünlü hapishanelerinden birisidir. Ama asıl kuruluş amacı İngiliz İmparatorluğu’nun başkenti Londra’yı korumaktı. Dini inançlar veya ihanet şüphesi nedeniyle birçok insan Kule’de hapis tutuldu. Ünlü mahkumlar arasında Anne Boleyn, Sir Walter Raleigh ve I. Elizabeth vardır. Londra Kalesi, 19. yüzyılın sonlarından beri şehirde bir turistik cazibe merkezi olmuştur. En çok ilgi çeken kısmı ise kalenin the Crown Jewels bölümüdür. Kraliyet mücevherlerine ait birçok değerli parça burada sergilenmektedir. Dünyanın en önemli silah ve zırh koleksiyonu da kalenin içinde sizleri bekliyor! 1988 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınmıştır.

Piccadilly Circus
Piccadilly Circus, Regent Caddesi ile geniş alışveriş fırsatlarıyla ünlü Piccadilly Caddesi’ni birbirine bağlamak amacıyla 1819 yılında inşa edilmiş bir kavşaktır. Big Ben ve London Eye’ın yanında yer alır ve şehre gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği bölgelerden biri olduğu söylenebilir. Neon tabelalar Piccadilly Circus’un iyi bilinen ikonik simgesidir. Bazı büyük şirketler ve markalar, tabelaları etkili bir reklamcılık biçimi olarak kullanmıştır. Neon ışıklar sadece ulusal bir trajedi (Prenses Diana’nın ölümü gibi) veya özel bir olay durumunda kapatılır. Londra’nın simgelerinden Eros Heykeli de meydanda bulunmaktadır. Times Meydanı’nın İngiltere’deki karşılığı olan Piccadilly Circus’da gününüzün tamamını geçirebilirsiniz.

Britanya Kütüphanesi
Materyal sayısına göre dünyanın en büyük ikinci kütüphanesidir. Magna Carta’dan Jane Austen’in not defterlerine, Beethoven ve Chopin’e ait notalardan Beatles’ın el yazısıyla yazdığı şarkı sözlerine kadar her çağdan yazılı uygarlığı kapsayan 170 milyondan fazla koleksiyon ürününe ev sahipliği yapmaktadır. British Museum’un bir parçası olarak, kütüphane 1753 yılında kuruldu. 1972 yılında ise müzeden ayrılmıştır. Dünyanın basılı ilk yayını olan Diamond Sutra ve Leonardo Da Vinci’ye ait bir not defteri de ilgi çeken parçalar arasındadır. Fotoğraf çekmenin yasak olduğu kütüphaneye girişler ücretsizdir. Kitapseverlerin, Londra’da mutlaka görmesi gereken bir yerdir.

British Museum
1753 yılında kurulan British Museum’un olağanüstü koleksiyonu, iki milyon yıldan fazla insanlık tarihi ve kültürü koleksiyonunu kapsamaktadır. Rosetta Taşı, Parthenon heykelleri ve Mısır mumyaları gibi dünyaca ünlü objeler yılda ortalama altı milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. British Museum, aslen İngiliz mimar Sir Robert Smirke tarafından tasarlanan ve birçok kez genişleyen neo klasik bir binada yer almaktadır. Londra’nın Bloomsbury bölgesinde bulunan müzeye girişler ücretsizdir. Antik Yunan, Roma ve Mısır dönemine ait kalıntıları görmek için birkaç gününüzü müzeye ayırmanızı tavsiye ediyoruz.

Hyde Park
Londra’daki Hyde Park, 142 hektarlık bir alanı kaplamaktadır ve dünyanın en büyük şehir parklarından birisidir. Birçok turistin ve şehir sakinlerinin rahatlamak ve temiz havanın tadını çıkarmak için geldiği bir yerdir. Hyde Park; Serpentine Köprüsü, Yaşam Sevinci Çeşmesi ve ünlü Archiles Heykeli gibi büyüleyici binalara ve anıtlara ev sahipliği yapmaktadır. Takım oyunları, tenis kortları, binicilik pistleri ve muhteşem bir çocuk oyun alanı vardır. Yüzme, kürek, bisiklet ve paten keyfini çıkarabilirsiniz. Hyde Park’ın bir protesto alanı olarak uzun bir geçmişi var ve bugün hala mitinglere ve yürüyüşlere ev sahipliği yapıyor. Hayatın her kesiminden insanların görüşlerini paylaştığını duymak için pazar sabahı Konuşmacılar Köşesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

LONDRA'DA YEME İÇME

İngiliz mutfağı, her zaman çok kültürlü olmuştur. Eski zamanlarda Romalılardan ve Orta çağda Fransızlardan etkilenmiştir. Franklı Normanlar işgal ettiklerinde, yanlarında doğunun baharatlarını getirmişlerdir. Londra, yemek söz konusu olduğunda oldukça zengin bir tarihe sahiptir. İngilizler için güne başlamanın tek yolu olan ‘İngiliz Kahvaltısı’, dünyaca bilinen bir lezzettir. Genellikle kızarmış veya çırpılmış yumurta, domuz pastırması, sosis, kuru fasulye, kızarmış ekmek, patates kızartması, siyah puding, mantar ve domates içerir. Ancak tema üzerinde birçok varyasyon vardır ve istediğiniz öğeleri ekleyebilir veya hariç tutabilirsiniz.

150 yılı aşkın süredir İngilizlerin favorisi olan ‘fish and chips’ ile geleneksel bir deneyim yaşayabilirsiniz. Kızarmış balık ve patates ikilisidir ve bezelye, soğan halkası veya tartar sosu ile servis edilir. Winston Churchill, ‘fish and chips’i iyi arkadaşlar olarak tanımlamıştır. Pazar günleri servis edilen ‘Sunday Roast’, geleneksel işçi sınıfı yemeği ‘Pie and Mash’, patates püresi ve sosis içeren ‘Bangers and Mash’, et içeren İngiliz turtası ‘Beef Wellington’, ünlü İngiliz tatlıları ‘Eton Mess’ ve ‘Sticky Toffee Pudding’, Londra’ya gelince mutlaka denemeniz gereken lezzetlerdir. İngilizler için çay, klasik bir içecek değildir. Beş çayını deneyimleyerek kendinizi gerçek bir İngiliz gibi hissedin!

LONDRA'DA İKLİM

İngiltere’nin başkenti ve en büyük şehri olan Londra, ılıman bir okyanus iklimine sahiptir. Bu nedenle çoğunlukla serin, nemli ve yağmurlu bir havaya sahiptir. Hava durumu gün boyunca sürekli değişir ve aynı gün gökyüzünde yağmur, güneş ve bulut görebilirsiniz. Tüm yıl boyunca yağış görülür, bu nedenle şehri ziyaret ederken her zaman bir şemsiye veya yağmurluk taşımak iyi bir fikirdir. Ama iklimi İngiltere’nin geri kalanından biraz daha ılımandır: şehir ülkenin güneyinde ve Londra Havzası olarak adlandırılan korunaklı bir bölgede yer almaktadır.

Kış ayları soğuk geçer ama sıcaklık sıfırın altına çok düşmez. Ocak ayında ortalama sıcaklık yaklaşık 5°C’dir. Hava soğuk, gri ve bazen sislidir. Yaz aylarında, yılın geri kalanından biraz daha az yağmur yağar ve genellikle sıcak geçer. Ortalama sıcaklık 20°C’dir. Londra’yı ziyaret etmek için en iyi zaman Mayıs ortasından Eylül ortasına kadar olabilir. Bu aylarda sıcaklıklar açık havada yapılan aktiviteler için uygundur, ancak akşam veya serin günler için bir şemsiye veya sweatshirt getirmeyi yine de unutmayın!

LONDRA'YA GELMEDEN BİLMENİZ GEREKENLER

Londra’ya bir seyahat mi planlıyorsunuz? Londra’da geçireceğiniz zaman için daha hazırlıklı olmanız için bazı tavsiyeler mi arıyorsunuz? Dünyanın en büyük metropollerinden Londra’ya gelmeden bilmeniz gereken bazı önemli ipuçlarını sizler için derledik:

İngiltere’nin para birimi İngiliz Sterlini (£), yerel halkın deyimiyle Pound’dur.
Bahşiş hakkında konuşmak gerekirse, zorunlu değildir ama genellikle faturanıza %10-15 oranında servis bedeli olarak ekleme yapılır.
Londra’da ilk kez bulunuyorsanız, havaalanından veya tren istasyonundan akıllı telefonunuz için bir UK SIM kart satın almalısınız. Aileniz ve çevrenizle iletişim halinde kalabilir ve çok daha gelişmiş bir Wifi’ye sahip olabilirsiniz.
Londra’da trafik, dünyanın birçok ülkesinin aksine soldan akmaktadır. Karşıdan karşıya geçerken buna dikkat etmelisiniz.
CityMapper, taksi ve bisiklet de dahil olmak üzere Londra’nın toplu taşıma araçlarında A noktasından B noktasına gitmek için tüm seçeneklerinizi anlatacak harika bir uygulamadır.
Prizler; Türkiye’deki gibi 2 girişli değil 3 girişlidir, bu nedenle elektronik cihazlarınızı şarj etmek için bir dönüştürücü almalısınız.
Londra’da Tate Modern, British Museum, National Gallery gibi dünyaca ünlü müzeler ve galeriler ücretsizdir.

LONDRA'DA SOSYAL YAŞAM VE HARCAMALAR

Londra, Avrupa’nın en pahalı şehri olarak bilinmektedir. Bunun nedeni şüphesiz dünyanın en büyük metropollerinden biri olmasıdır. Yaşanmaya değer birçok deneyimi içinde barındıran bu şehirde, bazı önemli ipuçlarını bilirseniz, aslında sanıldığı kadar pahalı olmadığını göreceksiniz. Örneğin, ünlü London Eye ve Madame Tussauds Müzesine internetten paket biletler alarak daha uyguna getirebilirsiniz. Turistik yerlerin çoğu birbirine oldukça yakındır, yürüyerek keşfedebilirsiniz.

Londra’daki her şey pahalı değil! Dünyadaki diğer şehirler gibi tüm büyük müzelere ve sanat galerilerine ücretsiz erişim mevcuttur. Parkların ve yeşil alanların sayısından bahsetmiyoruz bile. Yaz aylarında dil eğitimi almaya gelin ve parklarda çok sayıda ücretsiz festivale ve etkinliğe katılın! Londra çok düzenli bir ulaşım sistemine sahiptir. Şehrin akbili diyebileceğimiz Oyster Kart’ın ‘haftalık sınırsız’ seçeneğini alırsanız metro ve otobüslerle çok daha uyguna seyahat edebilirsiniz. Konu yeme-içme olunca mutlaka İngiliz lezzetlerini denemelisiniz. Ama ‘meal deal’ denilen yaygın bir uygulama da vardır. Farklı kombinasyonları olmakla birlikte; sandviç, içecek ve bir meyve paketini 3-4 pounda alabilirsiniz.