PEKİN ŞEHRİ HAKKINDA

Resmi adı Çin Halk Cumhuriyeti olan Çin’in başkenti Pekin’in kelime anlamı da “Kuzey Başkenti”dir. Şehir Çin’in kuzeydoğusunda bulunur. Şehrin kurulu olduğu yaklaşık 30-40 metre yüksekliğe sahip platonun alanı 16.801 kilometrekaredir. Güneybatıda Tientsin şehrine komşu olan başkent, kuzey, güney ve batıda da Hebei şehrine komşudur. Pekin, Kuzey Çin Ovası’nı önemli diğer ovalara ve platolara bağlayan hat üzerinde, hayati bir geçit konumundadır. Bu yüzden kervan yollarının başlangıç noktası olma konusunda yüzyıllardan beri süregelen bir geçmişi vardır.

Karasal bir muson ikliminin hâkim olduğu Pekin’de kışlar soğuk, kurak ve uzundur. Yazlar ise sıcak ve nemli havalar ile birlikte yağışlı geçer. Ortalama sıcaklık en soğuk ay olan Ocak’ta -4 dereceyi, en sıcak ay olan Temmuz’da ise 26 dereceyi bulur.

PEKİN'İN NÜFUSU

Tüm dünya nüfusunun neredeyse %19’unu oluşturan Çin Halk Cumhuriyeti’nin son verilen bilgilere göre nüfusu 1.5 milyara yakındır. Yaklaşık 22 milyonluk nüfusu ile de başkent Pekin, Çongçing şehrinden sonra ülkedeki en kalabalık şehirdir, onu da Şangay ve Vuhan takip eder.

PEKİN DİL OKULLARI

Günümüzde dünyanın egemen ekonomilerinden ve üretim merkezlerinden biri olan Çin Halk Cumhuriyeti’nin dilini öğrenmek, insanların hem kişisel hem profesyonel hem de ulusal amaçları doğrultusunda çok ihtiyaç duyulan bir hal almıştır. Özellikle geçtiğimiz on yıldır, global ortak dil olarak kabul edilen İngilizcenin yanı sıra, Çince de tüm sektörlerde ve hayat akışında aranılan bir iletişim aracıdır.

Bu gereklilik doğrultusunda diğer birkaç büyük şehriyle birlikte başkent Pekin’de de, dünyanın her yanından gelen öğrencileri misafir eden özel dil okulları mevcuttur. Alışılagelmişin çok dışında bir kültür ve buna bağlı olarak bir dilleri olduğundan dolayı, Pekin dil okullarında, eğitimin yanı sıra kültürel etkinlikler, tanıtımlar ve sanatsal çalışmalar, diğer ülkelere göre çok daha fazla ön plandadır. Çince öğrenirken beraberinde, kendilerine özgü mutfaklarından tarifler deneyimleyebilir, günlük hayatlarında çok önemli olan iç huzurlarına yönelik yaptıkları jimnastik ve spor hareketlerini yapabilir, resim, çini gibi her yerde karşınıza çıkacak motiflerin anlamlarını öğrenebilirsiniz. Tarihin derinliklerini taşıdığı geleneklerle modernizmi harmanlayan bu coğrafyanın, aynı özelliği barındıran dilini öğrenmek, dünyaya bakış açınızı çok değiştirecektir.

PEKİN'DE ULAŞIM

Yalnızca Çin’in değil, dünyanın da en yoğun ve en önemli havalimanlarından birisi olan Pekin Uluslararası Havalimanı, şehrin en meşhur meydanı ve pek çok demiryolunun kesişme noktası olan Tiananmen Meydanı’na 25 km mesafede yer alır. Çoğu uluslararası uçuşlar 2 veya 3 numaralı terminallere iniş sağlar ve bu terminallerden şehir merkezine tren ya da otobüs ile ulaşım imkânı sunulmaktadır.

Pekin, Çin Demiryolu Sistemi’nin merkezlerinden birisidir. Şehir iki adet yüksek hızlı tren hattına sahiptir ve ayrıca bazı yabancı başkentlere ekspres tren seferleriyle bağlanıyor olması son yılların dikkat çekici kolaylıklarından bir tanesidir.

PEKİN'İN TARİHİ

Pekin asırlar boyu sürekli pozisyonu, adı, sahibi değişmiş, fakat konumu ve prestiji itibariyle öneminden hiçbir şey kaybetmemiş bir şehirdir. Şehrin çok kısaca günümüze kadar olan tarihine baktığımız zaman bile, bunu rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Pekin M.Ö 4.-3. yüzyıllarda, Savaşan Krallıklar Zamanı’nda ‘Ci’ adıyla Yenler’in başlıca kentlerinden bir tanesiydi. M.Ö 226’da Şu Huangdi zamanında yıkıldı ve Han Hanedanı döneminde ‘Yen’ adı ile tekrardan kuruldu. M.S. 4.-6. yüzyılları arasında bozkır halkları tarafından Kuzey Çin’in geri kalan kısmı işgal edildi ve sonrasında Mujonglar’ın başkenti oldu. Pekin, Sueiler ve Tanglar dönemlerinde Kuzey Çin’in, Moğollardan daha tehlikeli bir hale gelmiş olan Kuzeydoğu Halkları’na karşı dimdik duran başlıca kalesiydi. Şehir 1. yüzyılın sonu ve 2. yüzyılın başlarında defalarca el değiştirdi. 936 yılında Çinli aile Hou Çin Pekin’i Citanlar’a bıraktı, onlar Güney’in başkenti yaptılar, akabinde Curçenler şehri işgal ettiler, hemen bir yıl sonra Songlar’a bıraktılar yine kısa bir süre sonra geri aldılar, 1153’te Merkez’in başkenti yapıp başlıca ikametgahları olarak ilan ettiler.
1215 yılında Moğolların liderleri Cengiz Han ile kenti aldılar ve yıktılar. 1260’ta Kubilay Han buraya yerleşti ve şehrin kuzeydoğusuna yeni bir kent kurdu, buraya da Çince ‘Tai du’ (Büyük Başkent) adını verdiler. Burası Marco Polo’nun büyük hanla görüştüğü ve anılarında Cambaluc adını verdiği kenttir. 14. Yüzyılın sonlarında Nancing’i başkent yapan ilk Ming İmparatoru Pekin’e ‘Beiping’ (Kuzey Başkenti) adını verdi. Üçüncü Ming İmparatoru Yonglı ise kente yerleşerek adını Beijing’e dönüştürdü, burada Yasak Kent ile Gökyüzü Tapınağı’nı kurdu. Sonra yönetimde olan Ciaşing, Tarım Tapınağı’nı yaptırdı ve Kuzey’in Başkenti olan şehri yeniden başkent durumuna getirdi. Pekin 1928’e kadar başkent olarak kaldı. Mançular’ın zaferinden kısa süre önce 1644’te yine yakılıp yıkılan

Pekin geleneksel ölçülere göre yeniden kuruldu ve yeni hanedan tarafından tasarlandı, güzelleştirildi, Göksel Barış Kapısı, Yüce Uyum Sarayı gibi yeni mimariler eklendi.
Pekin’de 17. ve 18. yüzyıllarda Kangşi ve Çienlong dönemlerinde, güneybatı kesiminde misyonerler (özellikle Cizvitler) ve Avrupalı teknisyenler yaşıyordu.1860 yılında II. Afyon Savaşı devam ederken, Fransız-İngiliz seferlerinde yaz sarayları yandı, bundan sonra Pekin’de yabancıların oturduğu ayrıcalıklı bir semt kuruldu. Haziran 1900’de bu semte silahlı saldırılar düzenlenince korunmaları ve güvende olmaları için hemen bir sene sonra uluslararası bir garnizon yerleştirildi. 1912’de İmparatorluğun yıkılmasından sonra. 1928’de Pekin’i Kuomintangçılar işgal ettiler. O zaman başkent yine Nancing’e taşınmış vaziyetteydi, Kuomintangçılar şehri yeniden Beiping diye adlandırdılar. 1937 yılının Temmuz ayında şehri Japonlar ele geçirdiler, 1945’e kadar onların desteklediği bir hükümet buranın yönetiminde rol oynadı. Ocak 1949’da komünistler tarafından tekrar ele geçirildi ve 1 Ekim 1949’da Mao Zedong tarafından Tiananmen Meydanı’nda Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşu görkemle ilan edildi, şehir eski adını aldı ve yeniden, son kez başkent oldu.

1950’lerde Pekin, eski şehrin dışına doğru büyümeye başladı, kuzeyde konut alanları yaratıldı, batıda ağır sanayi yerleşkeleri kuruldu. 60larda metro ve çevre yolu inşaatları için şehrin surlarının bir bölümü yıkıldı. 1981’de tamamlanan İkinci Çevre Yolu ve ardından onu takip eden diğer çevre yolları sayesinde Pekin’in kentsel alanı büyüme gösterdi. 2000li yıllara kadar şehrin 1,5 kat büyüdüğü bilinmektedir. Wangfujing ve Xidan çok gelişmiş ticaret bölgeleri haline gelirken, Zhongguancun da Çin’in elektronik merkezi olmuştur.

PEKİN'DE KÜLTÜR SANAT

Pekin’in 3000 yıllık geçmişi boyunca biriktirdikleri, tüm dünya tarihine ışık tutacak değerdedir. Başkent muhteşem yapıları, eşsiz güzellikleri ile çok dikkat çeken bir şehirdir. İçinde bulundurduğu güzellikleri görebilmek, yerinde ziyaret etmek ve ruhunu hissetmek adına her yıl milyonlarca insan Pekin’e akın eder. Burada bulunan tarihi yapılar günümüzün modernizasyonundan deforme olmamış çok nadide eserlerdir.

Yasak Şehir Pekin’in en bilinen, en turistik yeridir. 6 yüzyıldan daha fazla bir zamandır ayakta olan bu yapı günümüze ulaşan en geniş ahşap yapılardan bir tanesidir. Yasak Şehir Ming Hanedanlığı tarafından hükümdarların güvenliğini sağlamak için inşa ettirilmiş. Söylenene göre 14 yılda tamamlanmış, 720bin metrekarelik bir alan üzerine konumlandırılmıştır. O dönemde alınan üst düzey güvenlik önlemlerinden dolayı adı Yasak Şehir olan, Pekin’de bulunan saraylar arasında en bilineni olan bu yapı Çin hakkında görülebilecek milyonlarca tarihi ve kültürel eseri içinde bulunduruyor. Yasak Şehir günümüze kadar 24 farklı hükümdara ev sahipliği yapmıştır.

Bir diğer bahsedilmesi gereken yer ise 700 yıllık geçmişe sahip olan Hutong’tur. Gerçekte Hutong, Pekin eski evleri arasında kurulu olan dar sokaklara verilen addır. Bu sokaklar ziyarete gelenlerin en uğrak yerlerinden biri, alışveriş için bulunmaz fırsattır. Pekin’de yaklaşık 500 adet Hutong olduğu biliniyor, bunların bazıları kısa bazıları ise kilometrelerce uzunluktadır. Normalde Pekinliler buradaki evlerde kalmak için 5-6 USD verirken, gelen turistler tarihi hissetmek ve tadını çıkarmak için binlerce dolar verirler.
Son olarak bahsedilmeden geçilmemesi gereken Yonghe Tapınağı, aynı zamanda Lama Tapınağı veya Cennet Tapınağı olarakta bilinir. Pekin’de Dongcheng semtindedir, şehrin en güzel dini mekanlarından bir tanesidir. 17. yüzyıl sonlarında bir konutun parçası olarak inşa edilmiş ve sonrasında Tibetli Budist keşişlere ev sahipliği yapmıştır. Burada, tapınağın ortasında pek çok Budist heykeli görülür, Budizmin mabedi olarak bilinir. Salonda bulunan gülen Buda Heykeli, Çin’de misafirperverliği simgeler.

Tarihi zenginliği ve son dönemde ciddi ivme kazandığı ekonomik kazanımları, tüm dünyanın gözünün Çin’e ve akabinde başkentine çevirmesine sebep oldu. Bundan dolayı geçtiğimiz yaklaşık 30 yıl, uluslararası spor müsabakalarının da uğrak noktası haline geldi. 1990’da Asya Oyunları, 2001 yılında Yaz Üniversite Oyunları, 2008 Yaz Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları, 2015 Dünya Atletizm Şampiyonası burada gerçekleşen etkinliklerdendir.
Bunların dışında Çin’in kendi organize ettiği ve yine pek çok farklı ülkeden katılım aldığı organizasyonlar da vardır. 1981 yılından beri her yıl Pekin Maratonu, 2004 yılından beri Çin Açık Tenis Turnuvası, 2011’den beri Uluslararası Bisiklet Birliği Pekin Turu düzenlenir.

PEKİN'DE YÜKSEK ÖĞRENİM

Çin Halk Cumhuriyeti teknoloji ve sanayide sahip olduğu repütasyonun yanı sıra, dünyanın nüfusa göre en çok konuşulduğu dil olmasını da ön plana çıkaran dünya sıralamasındaki üniversiteleri ile birçok uluslararası öğrenciye her yıl kucak açmaktadır. Çin toplamda iki binin üzerinde üniversiteye ev sahipliği yapmaktadır. Çin’in başkenti Pekin şehri 59 tane üniversiteye sahip olup, dünya sıralamasında yer alan üniversiteleri ile göz doldurmaktadır, örnek olarak Tsinghua Üniversitesi, Pekin Üniversitesi ve Pelin Dil ve Kültür Üniversitesi’nden bahsedebiliriz.

Çin’de yer alan üniversitelerin birçoğunun tanınması ve bu doğrultuda YÖK denkliği bulunması en önemli tercih sebeplerinin başında yer almaktadır. Eğitim süreleri lisans ve yüksek lisans eğitimlerinde Türkiye ile aynı olan Çin Halk Cumhuriyeti, sunmuş olduğu bazı programlar ile uluslararası öğrencilerin cazibe noktası haline gelmiştir, Çin Dili ve Edebiyatı, Uluslararası Ticaret ve Alternatif Tıp bölümleri öne çıkan programlardandır. Uygun maliyetli eğitim ücretlerinin yanı sıra yaşam giderleri ile de makul düzeyde olan ülke, öğrencilere eğitim esnasında sunmuş olduğu staj imkanlarıyla onları mezuniyet sonrasındaki süreçlerine hazırlama noktasında oldukça başarılıdır.