Frankfurt Dil Okulları

Main Nehrinin kenarına kurulmuş olmasından dolayı Frankfurt am Main ismini alan şehir; Berlin, Hamburg, Münih ve Köln’den sonra Almanya’nın beşinci büyük şehriyken, Hessen bölgesinde bulunan en büyük şehridir. Frankfurt’ta bulunan 400’ü aşkın banka, borsa, merkez bankası ve Avrupa Para Enstitüsü ile sadece Almanya’nın değil, aynı zamanda tüm Avrupa’nın da uluslararası finans ve ticaret merkezi olarak görülmektedir. Liverpool Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Frankfurt, kişi başına satın alma gücü paritesine göre Avrupa’nın en zengin kentleri arasında sayılmaktadır. 2008 yılında Mercer Yaşam Standartları yönünden dünyanın en yaşanabilir kentleri arasında 7. Sırada yer almıştır.

Ticaret, kültür, eğitim, turizm ve ulaşımın merkezi olarak anılan Frankfurt; Avrupa Merkez Bankası, Alman Federal Bankası, Frankfurt Menkul Kıymetler Borsası, Deutsche Bank, Commerzbank, DZ Bank, KfW gibi finansal güçleri bulundurmasının yanında, Frankfurt Messe, Frankfurt Motor Show, Müzik Fuarı ve Frankfurt Kitap Fuarı gibi dünyanın en büyük ve en önemli fuarlarına da ev sahipliği yamaktadır. Güçlü ekonomik tabanını otomotiv, teknoloji, araştırma, hizmet ve danışmanlık gibi sektörlerden oluştururken, Frankfurt Goethe Üniversitesi, UAS, FUMPA ve Frankfurt School of Finance and Management gibi üst düzey eğitim kurumlarıyla da ön plana çıkmayı başarmıştır.

Frankfurt’un merkezinde bulunan 46 şehir ilçesi arasından en büyük olan Sachsenhausen, Westend ve Nordend idari amaçlarla kuzey, güney, batı ve doğu bölümlerine ayrılmaktadır. Aynı zamanda Hessen’deki beş bağımsız bölge-dışı kentlerden biri olan bu şehir, gökdelenlerin arasında kurulu olmasına rağmen değerli tarihi eserlere ve müzelere halen ev sahipliği yaparak, tarihi dokusunu korumayı ihmal etmemektedir.

Frankfurt, Almanya’nın ekonomik kalbinin attığı, kültür ve ticaretin birleşim noktası olan bir şehirdir. Büyük sanayi kuruluşlarının yanı sıra; kimya, ilaç, otomotiv, mühendislik, danışmanlık ve bilişim gibi çeşitli sektörlerde öncü firmalara ev sahipliği yapmasıyla bilinir. Ancak Frankfurt sadece iş dünyasıyla değil, aynı zamanda kaliteli eğitim olanaklarıyla da öne çıkan bir şehirdir.

Neden Frankfurt’ta Dil Eğitimi Almalısınız?

Yüksek Kaliteli Dil Okulları: Frankfurt dil okulları, uzman eğitmen kadroları, modern öğrenme materyalleri ve her ihtiyaca yönelik dil programlarıyla öğrencilere etkili bir dil eğitimi sunar. Sınıfların küçük olması, bireysel ilgi ve interaktif öğrenmeyi destekler.

Gelişmiş Ekonomik Ortam: Frankfurt, Avrupa Birliği’nin hatta dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan Almanya’nın önemli bir ekonomik merkezidir. Bu nedenle, burada dil eğitimi almak, iş dünyasını yakından görme avantajı sağlar.

Çeşitli Sanayi Sektörleri: Frankfurt, birçok sanayi dalını içinde barındıran bir şehir olup, dil okulları bu çeşitlilik sayesinde geniş bir eğitim yelpazesi sunmaktadır. Öğrenciler, kendi ilgi alanlarına uygun programları seçme şansına sahiptir.

Kültürel Zenginlik: Frankfurt, sadece iş dünyasıyla değil, aynı zamanda kültür ve sanat hayatıyla da öne çıkan bir şehirdir. Uluslararası öğrenciler, bir yandan Almanca öğrenirken diğer yandan şehirdeki kültürel ve sanatsal etkinliklerle ilgilenebilirler.

Öğrenci Şehri: 50 binden fazla kişinin eğitim aldığı Frankfurt, genç ve dinamik bir atmosfere sahiptir. Frankfurt, Almanca dil eğitimi için benzersiz bir seçenektir.

Avrupa Birliği’nin ve bunun da ötesinde, dünyanın en gelişmiş ve teknolojik ülkelerin başında gelen Almanya’nın en önemli merkezlerinden olan Frankfurt’ta dil eğitimi almak her açıdan bir ayrıcalıktır. Gerek eğitim hayatı, gerek iş hayatında olsun, böyle bir şehirde eğitim almış olmanın avantajlarını hayatınız boyunca hissetmeniz mümkün olacaktır.  Böylesine güçlü temellere dayalı bir şehirde eğitim almanın yanı sıra kendinizi geliştirmek, sosyalleşmek ve yeni bir kültür öğrenmek için birçok fırsata sahip olursunuz. Geleceğine emin adımlarla ilerlemek isteyenler, kaliteli ve üst düzey bir eğitim almak için Avrupa’nın öncü ülkesi olarak kabul gören Almanya’yı tercih ederken, bu ülkenin ekonomik merkezini oluşturan Frankfurt şehrinde öğrenim görmeyi mutlaka değerlendirmelidir.

DID Frankfurt Dil Okulu

Sprachcaffe Frankfurt Dil Okulu

Almanya’nın diğer şehirleriyle karşılaştırıldığında Frankfurt’un sıcak ve ılıman bir iklime sahip olduğunu söylemek mümkündür. Diğer kentlere göre daha nemli bir hava hakimdir. Yaz ayları genellikle güneşli geçse de hava ılıktır ve bazı günlerde yağmur görülebilir. Yaz aylarında maksimum sıcaklık 27 dereceyi bulur. Kış aylarında ise oldukça soğuk bir iklime sahip olan Frankfurt’ta, sıcaklıklar genellikle 0 derecenin altına düşmektedir.

Şehrin en güzel aylarını yazın yaşadığı söylenebilir. Sıcaklıklar çok yüksek olmadığı için gün içerisinde bunalmadan vakit geçirebilir, akşamları ise ince hırka ve ceket türevleri giysilerle rahatça gezinebilirsiniz.

Yüz sekseni aşkın farklı ülkeden insana ev sahipliği yapan Frankfurt, çok kültürlü bir şehir olarak anılmaktadır ve Almanya’nın en fazla yabancı nüfus yapısına sahip şehirlerin başında gelmektedir. Nüfusu Münih ve Berlin gibi şehirlerden daha az olmasına rağmen diğer şehirlere göre daha kozmopolittir. Türkiye, Hırvatistan, Romanya, Polonya, İtalya, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Rusya, Bosna-Hersek, İspanya, Fransa, Portekiz, Japonya, Avusturya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerden göçmen nüfusuna sahip bir şehirdir. Frankfurt aynı zamanda, Avrupa’daki Koreli topluluğuna da ev sahipliği yapan en büyük ikinci ülke konumundadır. Bu şehirde Musevi cemaatinin Orta Çağ’dan kalma geçmişini görmek mümkündür. 1960’lı yıllarda başlayan Müslüman ülkelerden gelen göçlerle de geniş bir Müslüman topluluğuna yaşam alanı oluşturmaktadır. Aynı zamanda Frankfurt, Almanya’nın en fazla Türk nüfusuna sahip kentlerinden biridir.

Şehrin sağladığı tüm avantajlar sayesinde, dünyanın her yerinden gelen ve bu şehirde yaşayan veya çalışan vatandaşlara rastlamak çok doğaldır. Bu çok kültürlülüğü bünyesinde barındırdığını kanıtlayan bir örnek ise Hessen eyaletinde yaşayan yabancı vatandaşları temsil eden bütün konsoloslukların Frankfurt’ta yer almasıdır. Bu yapısı itibariyle herkese hoşgörülü ve huzurlu bir ortam sağlayan şehir, her kesimden insanı kendi evinde gibi hissettirmeyi de başarmıştır.

Frankfurt uluslararası bir ticaret merkezi olmasının yanı sıra Almanya’nın sanata en çok bütçe ayıran şehri olmasıyla aynı zamanda bir kültür merkezidir. Modern mimarisinin yanında koruduğu tarihi dokusu ve gökdelenleriyle ününden dolayı bir taş kent olduğunu sanılmasının aksine, yeşillik dolu, turistik bir şehirdir. Şehri ziyaret edenler için görülmesi gereken birçok yer seçeneği mevcuttur. Frankfurt’a gelip de gezmeden ve görmeden dönülmemesi gereken yerler şu şekilde sıralanabilir:

Gothic Frankfurt Katedrali
850 yılında Domplatz adlı yerde inşa edilen bu tarihi kilise, 95 metre uzunluğundaki kulesiyle adeta şehrin simgesi haline gelmiştir.

Old Opera House
Dünyaca ünlü, eski bir kongre merkezi ve konser salonu olan bu Opera binası, 1880 yılında inşa edilmiştir.

Goethe-Haus
Goethe’nin anne ve babasıyla beraber yaşadığı ve Brober Hirschgraben’de bulunan bu ev, Frankfurt’un en bilinen ve popüler olan turistik yeridir. Burada Goethe’nin yaşamına dair izler bulmak ve birçok bilgi öğrenmek mümkündür.

Frankfurt Hayvanat Bahçesi
500 farklı türden oluşan, yaklaşık 4500 hayvana ev sahipliği yapan bu yer, 1858’deki kuruluşuyla dünyanın en eski hayvanat bahçelerinden biridir.

Römer Binası
Römerberg’de bulunan bu mimari üç farklı yapıdan oluşmaktadır ve ortaçağa aittir. Frankfurt’un 600 yıllık belediye binası olmasıyla kentin en eski ve en önemli yerlerinin başında gelmektedir.

Haus Giersch (Bölgesel Sanat Müzesi)
Yerel bölgedeki sanatçıların eserleriyle dolup taşan bu müze, Frankfurtlu iş adamı Carlo Giersch tarafından kurulup finanse edilmiştir. Frankfurt’un diğer birçok müzesi arasında önemli bir sanat merkezidir.

St. Paul’s Kilisesi
Almanların ilk ulusal meclisi olan bu yer, 1833 yılında Tanrı’ya adanmıştır ve kilise olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Almanların pek kendine has yemek kültürleri olmadığını söylemek mümkündür. Fakat yine de Frankfurt gibi kozmopolit bir merkezde yaklaşık 70 farklı ülkeden lezzetleri tatma imkanı bulunmaktadır. Restoranlarla dolup taşan bu şehirde yiyecek ve içecek seçenekleri sınırsızdır. Ünlü yeme yerlerinden olan Fressgasse, en ünlü caddelerden biridir. Dünya lezzetlerini tadabileceğiniz birçok seçeneğin yanı sıra ise bu şehre özel yemekler de mevcuttur. Frankfurt’un başlıca yöresel lezzetleri arasında Apfelwein olarak adlandırılan alman usulü elma şarabı, almanya’nın özel ekşi süt peyniri olan ve genellikle elma şarabının yanında servis edilen Handkäse ve Frankfurt mutfağına özgü bir kek türü olan Frankfurter Kranz sayılabilir. Şehre özel bu lezzetleri tatmadan dönmemenizi tavsiye ederiz. Bunların yanında kendi kültürümüzden gelen ve Almanya’da da çokça sevilip tercih edilen döneri de unutmamak gerekir.

Almanya’nın, Avrupa’nın ve hatta dünyanın en gelişmiş otoyollarına, ulaşım ağına ve ulaşım altyapısına sahip olduğunu söylemek pek yanlış olmaz. Yollar oldukça düzgün ve geniştir. Trafik kurallarına uyma konusunda çok özen gösterilir. Toplu taşıma ağı geniş olan bu ülkede ulaşım oldukça pratiktir.

Frankfurt’ta da birçok ulaşım alternatifi mevcuttur. Otobüs, tren, metro, S-Bahn, tramvay gibi toplu taşıma seçenekleri mevcuttur. 9 demiryolu hattı, 7 tünel hattı, 42 otobüs hattı ve 670 durağı bulunan bu şehri ziyaretinizde, ulaşım konusunda hiç zorluk yaşamazsınız. Toplu taşımanın yanı sıra şehir içi ulaşımda trafikte daha hızlı hareket edilmesi, ekonomik olması ve sağlıklı olması açısından bisiklet kullanımı da oldukça yaygındır. Şehirde bisiklet sürücülerine özel ayrılan birçok yol da mevcuttur. Ulaşımda treni sıkça kullananlar için yıllık demiryolu kartı en ideal ve en ekonomik seçenektir. Bir diğer alternatif ise toplu taşıma araçlarında sınırsız olarak kullanılabilen, bazı müzelerden, restoranlardan ve alışveriş merkezlerinden indirim fırsatları da sunan Frankfurt Card’tır. Bu kartın iki günlük bedeli 12,50 Euro’dur. Almanya’da toplu taşıma kullanırken herhangi bir kontrol mekanizmasından geçilmemektedir fakat ara sıra sivil ve resmi görevliler tarafından kontroller düzenlenmektedir. Bu kontrollerde biletsiz yakalanan yolcular ciddi bir şekilde cezalandırılmaktadır.

Frankfurt’un ulaşım açısından en büyük özelliği ise Avrupa’nın ikinci en büyük havalimanına sahip olmasıdır. Yılda milyonlarca kişinin uğrak yeri olan bu havalimanına trenle ulaşmak mümkündür.

1552’den beri Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun taçlandırma şehri olan Frankfurt, Ortaçağ’dan beri Almanya’nın en önemli merkezlerindendir. 794 yılından ve Yüksek Orta Çağ’dan beri bağımsız bir imparatorluk olmasının yanı sıra, 1848-1849 yılları arasında seçilmiş ilk bağımsız Alman Parlementosu’na da ev sahipliği yapmıştır. Köklü tarihinde önemli bir merkez olarak görülen bu şehir, günümüzde de hala bu önemini korumaktadır. Geçmişten günümüze kadar ticari, kültürel, finansal açıdan Avrupa’da büyük pay sahibiyken, dünya çapında en yoğun otoyol ağını bünyesinde bulundurmasıyla da Avrupa’nın en önemli trafik düğüm noktaları arasında yer almakta ve merkezi önemini korumayı başarmaktadır.