Ülke: Polonya
Şehir: Varşova
Okul: SWPS University

Üniversite okuduğum 4 yıl boyunca en büyük hayalim yurtdışına gitmek, üniversiteden sonra da yurtışında yüksek lisans eğitimi yapmaktı. Bu düşünce sayesinde 4 yıl boyunca belli aralıklarla gerek Work & Travel gerek Erasmus programı gerekse dil okulu için birçok şirketin internet sayfasını araştırdım yeri geldi ofislerine gidip yüz yüze konuştum. Ancak ben yurtdışına kalıcı gitmek istediğim için Work & Travel ve Erasmus gibi programlar bana yeterli gelmedi. Bunun içinde okulumun bitmesini ve ardından yüksek lisansa gitmeye karar verdim. Bu dönem içinde yaptığım ofis ziyaretleri ve internet araştırmaları sayesinde ELT şirketini öğrendim. Çünkü bana göre iyi bir danışmanlık şirketinin ilk izlenimi, internet sayfasından ve sosyal medyayı kullanma şekillerinden belli olur. İnternet sayfasının açıklayıcı olmasından dolayı ardından yaptığım ofis ziyareti sayesinde kararımı vermiştim. Bu şirket ELT idi. ELT şirketi ile ilk tanışmam bu şekilde oldu.

Eğer ki yurtdışı dil okulu veya yüksek lisans gibi programlara katılmak istiyorsanız, bulacağınız şirketin yanı sıra danışmanınız da çok önemli olmaktadır. Ben bunu bizzat tecrübe ederek yaşadığım için gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum. Çünkü ziyaret ettiğim o kadar şirket içinde birçok eğitim danışmanıyla tanışma fırsatım oldu. Bu tanışmalar sayesinde kararımı vermem konusunda beni etkileyecek bazı püf noktaları keşfettim. Bu püf noktalar sayesinde danışmanımı rahatça seçebildim. ELT şirketiyle görüşmeye gittiğimde (şu an kendisi eğitim danışmanım olur) Ali Bey’in gerek bana ülke hakkında bilgi verme şekli, gerekse öğrencilerin halinden para durumlarından çok iyi anlaması ve zamanında kendisi de bizzat yurt dışı deneyimi yaşamış olması sebebiyle tercihimi yapmıştım. İlk şirkete kayıt olduğum tarihten, Polonya’da şu anda geçirdiğim 2,5 aylık süreç sonuna kadar geçen süreçte (yaklaşık olarak 8 ay gibi bir süreç) bana ilgisinden, istediğim zaman ulaşabilmemden dolayı son derece memnunum. Bu memnuniyetin aynı şekilde devam edeceğinden de son derece eminim!

Polonya'ya gitmeden önce araştırmış olduğum gerek dil okulu için olsun gerekse yüksek lisans programı için olsun birçok ülke vardı kafamda. Bu süreç biraz sıkıntılı bir süreçtir hele ki benim gibi mükemmele yakın bir durumu arayan ve kararsız biriyseniz. O yüzden araştırmalarımı son derece titizlikle yapıp ülkelerin nüfuslarına konuştukları dillere maddi durumlarına suç oranlarına kadar bilgi sahibiydim. Ancak bunların yanı sıra diğer en önemli bir etkende tabi ki maddiyat. Bu süreçte ben bütçemi zorlamayacak ama aynı zamanda iyi bir eğitim alabileceğim bir ülkeye konsantre olmuştum. Bunun içinde Polonya, araştırdığım birçok ülke arasında ilk sıraya yerleşmişti. Gerek hayat masraflarının ucuz olması, gerekse Euro bölgesinde olup Euro kullanmaması ve bizim paramızın bu ülkede az da olsa değerli olması birinci tercih sebebim oldu. Ardından Avrupa bölgesinde oluşu ve 2. Dünya Savaşı’nda tamamımın yıkılmış olmasına rağmen hızla kalkınması ve büyümesi benim ilgimi çeken diğer konular olmuştu.

Polonya’da tam bir öğrenci hayatı var diyebiliriz. Her şey öğrenci yaşantılarına uyacak şekilde organize edilmiş, öğrencinin maddiyatını zorlamayacak derece de kurulmuş. Bir öğrenci için ulaşım, yiyecek içecek vb. durumlar çok uygun. Burada hayatım hem çok eğlenceli hem de birçok kültürü tanıma fırsatım olduğundan dolayı çok güzel gidiyor. Benim gibi Türkiye veya vb. sıcak ülkelerden gelen öğrenciler için tek sıkıntı yaratabilecek konu soğuklar diyebiliriz. Ancak zamanla insanoğlunun herşeye alıştığı gibi buna da alışıyoruz. Onun dışında sosyal aktivitelerin hiç bitmediği bir ülke diyebilirim. Çok fazla Erasmus öğrencisinin tercih ettiği bir ülke durumunda. Bunun sayesinden de okulda harcadığım zamanın dışında arda kalan zamanlarımda bu sosyal aktivitelere katılıyorum. Hemen hemen her akşam yeni insanlarla tanışıp arkadaşlar edinmek veya Erasmus gruplarıyla organize edilen yemeklere, tanışma toplantılarına katılmak, hem yaşamıma eğlence ve yeni insanlar yeni kültürler katıyor hem de daha fazla İngilizce konuşup pratik yapmamı sağlıyor. Buna ek olarak İngilizce pratiğin yanında çok farklı ülkelerden öğrencilerin olması sebebiyle yeni diller de öğrenmek için güzel bir fırsat. Ayrıca Avrupa bölgesinde bulunması ve buna ek olarak ulaşımın ucuz ve her yere kolay olması sebebiyle bol bol seyahat ediyorum. Öncelikli olarak Polonya için şehirleri geziyorum, bunlardan sonra diğer Avrupa ülkelerini ziyaret edeceğim, zira oturum kartınızı aldıktan sonra tüm Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz seyahat edebiliyorsunuz.

Yurt dışında yaşamak bana en başta kendime olan özgüvenimi tamamladı. Kendi başınıza hiç bilmediğiniz sokaklarda şehirlerde hiç bilmediğiniz dillerin konuşulduğu bölgelerde yaşamak insanın kendine güvenini sağlamlaştırıyor. Bana ilk katkısı bu oldu. Onun dışında yeni yerleri görüp yeni kültürler tanımak ilgi alanlarımın arasında olduğu için bu da bana ek olarak katkı sağladı. Ayriyeten öğrenmem gereken dil konusunda pratik yapmamı geliştirmemi ve hatta ileri seviyeye ulaştırmamı sağladı. Hayat tecrübelerden ibarettir bana göre. Yurt dışına gitmiş olmak da başlı başına bir tecrübe olduğu için, bu tecrübenin gerek iş hayatımda gerekse bir gün evlenip çocuğum olduğunda anlatabilecek bireylerimin olması konusunda beni mutlu ediyor. Her şeyin yanı sıra kendi ayaklarımın üstünde durmamı sağladı en önemli faktör de bana göre bu.

Ben uluslarası şirketlerde çalışmak istediğimden dolayı İngilizce dili benim için bir zorunluluk. Bu yüzden İngilizce benim hayatımı belirleyecek şekillendirecek bir etken diyebilirim. Ayrıca dünyanın ana dili olarak da kabul edebileceğimiz İngilizce her farklı ülkeden farklı insanla ortak noktada buluşmanı sağlayan ayrı bir etken olarak düşünüyorum. O yüzden İngilizcenin benim hayatımda ki yeri en az yapmak istediğim kariyer kadar önemli.

Kariyer planlamamı ben üniversitedeyken zaten hemen hemen çizmiştim. Bunun ilk aşaması olan yurt dışına gelip yüksek lisans yapma noktasındayım. Bundan sonraki süreçte ise yüksek lisansımı güzel bir şekilde tamamlayıp, bu süreçte imkanlarımın ve zamanımın elverdiği derecede İngilizcenin yanı sıra 1-2 yabancı dil daha öğrenmek istiyorum. Yüksek lisansı tamamladığımda ise ilk tercihim Avrupa’da merkezleri olan birçok yabancı şirkete uluslararası ilişkiler konusunda başvuru yapmak. Eğer bu düşüncem yolunda gitmez ise ülkeme geri dönüp orada uluslararası şirketlere başvuru yapmak. İyi bir eğitim ve dil donanımı yaptıktan sonra imkansız diye bir şey yoktur bana göre.

Bence herkes yurtdışına eğitim için, eğitim için olmasa bile gezmeye görmeye gitmeli. Bambaşka insanlar bambaşka hayat şartları bambaşka kültürler insanın kendini geliştirmesinde ve gerçekleştirmesinde çok büyük etken. Yıllarca yurt dışı hayali kurduğum dönemlerde birçok yurt dışına gezi yapan insanların kurduğu grupları takip ettim. Çoğunun kullandığı bir cümle vardı ve bu cümle bana her zaman güç ve ilham vermiştir. "Durma, yola çık, yol açık."

Ayriyeten yurtdışı planları yapıyorsanız kendi araştırmalarınızın yanı sıra ELT şirketine bir uğrayın, Ali Kapucu ile bir görüşün, bilgi alın derim. Bu da benim naçizane tavsiyem. 🙂

Sevgilerimle,
Arda Aytekin

EnglishUK
blank
blank
ialc
UED
blank
icef
blank